Bitap Kimdir?
Bir insanın hayatında bazen o kadar çok şey olur ki, bir noktada kalmak, durmak, düşünmek gerekebilir. Ama ne yazık ki bazen durmak da bir çözüm olmuyor. Yaşamaya devam etmek için ilerlemek, bir şeyleri bir şekilde kabul etmek gerekiyor. İşte bu yazı da böyle bir anın ürünü. Hayatımın en zor zamanlarında tanıdım Bitap’ı. Adını duyduğumda sadece bir kelimeydi, ama sonra anlamı her geçen gün derinleşti. Bitap kimdir? diye soran birini duyduğumda, derin bir iç çekişle “Bitap, bizim gibilerden biridir,” derim. Anlatmam gerek…
Bir Tanışma Hikayesi
O sabah, Kayseri’nin o alışıldık soğuk rüzgarı penceremden içeri girmeye başlamıştı. İçim buruk, kafamda ise çözülmemiş bir sürü düğüm vardı. O gün, rutin işlerin dışında, hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğini hissetmiştim. Sabah kahvemi alırken, telefonuma gelen mesajı okudum: “Bitap’ı buldum.” Mesajın sahibi eski bir dostumdu. Bitap’ı bulmuştu, ama kimdi bu Bitap? Kimseye anlatamadığım, çok derin bir duygunun göbeğinde kaybolmuştum. İsmindeki anlamı taşımaktan başka hiçbir şey bilmiyordum.
İlk Görüşme
Yavaşça yürüyüşümü tamamlayıp, birkaç saat sonra eski dostumla buluştum. Yüzünde bir gülümseme vardı ama gözlerinde bir şey eksikti. “Bitap kim?” diye sordum. Bir an sessiz kaldı. O an gözlerinden gerçekten bir şeyler okumak istedim ama okuyamadım. Anlatmaya başladı, ama anlatılanlar daha çok bir kabustan fırlamış gibiydi. Bitap, ona göre, insanın ne yaparsa yapsın bittiği noktayı simgeliyordu. Bittiği, ama bir şekilde hep devam ettiği yerdi. Bir vücut, bir ruh, bir zihin bitmişti ama hala varlık gösteriyordu. Bazen gerçekten bu kadar zıt bir şey nasıl var olabilir diye düşündüm. Ama gözlerime inanamadan, kaybolan bir ışığın ardında işte o isim vardı: Bitap.
Bir Nefes, Bir Adım, Bir Umut
O anı tam anlamış gibi olmasam da, bu kelimenin içine girmeye başladım. Bitap, yaşamaktan, nefes almakla var olmaktan bile çok daha fazlasıydı. Bu, bir kaybın ve yeniden doğuşun arasıydı. Ne kadar karanlık olursa olsun, bir şekilde umut ışığı sızıyordu. Bitap, hayatında kaybeden, tükenen ve tükenmiş olan insanları simgeliyordu. Ama bir fark vardı: Her kaybediş, bir yeniden doğuşa hazırlık gibiydi. Kendi içimde bir şeyler canlanmaya başladı. Bir şekilde bir şeyleri kaybetmişken bile, bir başka yol vardı. Belki de kaybedilen şeylerin bir değeri vardı. Kim bilir, belki de kaybedilenler bizi yeniden biz yapıyordu.
İçimdeki Boşluk ve Bitap’ın Yansıması
Bir süre sonra, kaybolan bir umutla kendimi arayışa başladım. O boşluk, daha önce hiç hissetmediğim kadar derindi. Geceleri düşündüm. “Bitap kimdir?” diye sordum kendime. Ama galiba sorunun cevabı daima bizden bir şey alır. O cevap her zaman bir kayıptı. Ama işte, Bitap o kayıpların içinde bir anlam bulmaya çalıştı. Her kayıp bir parçadır, her parçanın bir izi vardır. Hayatını yitirmiş ya da yitiriyormuş gibi hisseden insanlara dokunabilmek, onlara bir nefes aldırmak, bir adım attırmak – belki de bu, Bitap’ın gerçek kimliği.
Bir gün o boşlukta, ben de Bitap’ı keşfettim. Bir insan, kayıplarından büyüyebilir miydi? Evet, büyüyebilirdi. Bitap, kaybetmiş ve kaybettiği şeylerin ardından bir tür huzura ermişti. Kayseri’nin akşam soğukları eşliğinde, hayatı sorgularken, o kayıplarla barışmam gerektiğini fark ettim. Bitap, o kayıpların ta kendisiydi.
Bitap’ın Gerçek Anlamı
O zaman, Bitap’ın kim olduğunu anlamaya başladım. Bitap, yaşadığı şeylerin bilincine varan, ama aynı zamanda onları taşıyan biriydi. Kaybettikleriyle var olan, kaybetmeye devam etse de bir şekilde ilerleyen bir insandı. Hepimizin içinde bir Bitap olduğunu düşündüm. Birçok kaybın içinden geçip, hala yaşamaya devam eden bir insanın hikayesiydi. Bitap kimdir? diye sorarsan, sana şunu derim: Bitap, içindeki kayıplarla barışan, ama kaybettikçe büyüyen insandır. Her kayıp onu tamamlar. Ve o tamamlanmış insan, bir gün bir başkasının kaybını anlamak için vardır. Bir şekilde birbirimize dokunuruz, bu kayıplar içinde hepimiz birbirimizi buluruz.
Bitap’ın Peşinden
Bugün, bir zamanlar içimdeki boşluğu dolduran bu isimle barıştım. Her kaybın ardından bir şeyler öğrenip, hayata devam edebileceğimizi anladım. Bitap, sadece bir kelime değil, yaşamın kendisiydi. Kaybolmuş, ama kaybolurken yeni bir şekil almıştı. Bitap kimdir? Bitap, kaybolmuş ama hala var olmaya çalışan bir insandır. Ve her zaman var olacağına inandığım bir insan… Bunu sadece düşündüğümde bile içim ısınıyor. Bitap, biziz. Hem kaybettiğimiz hem de kazandığımız her şeyin kesişimi.